Phishing (oltalama) bilgi güvenliği dünyasının dışında kalan pek çok kullanıcının da artık farkına vardığı bir konu.


Bu saldırı metodu ile saldırganlar bizden;

– finansal, kişisel, kullanım bilgilerimiz vb. bilgiler çalıyor,
– bilgilerimizin teyidini yaparak daha emin tuzaklar kurabiliyor,
– bilgisayarlarımıza uzaktan erişim sağlama avantajı ile yine bizden faydalanıyorlar.

Türkiye’de son aylarda başarı yüzdesinin arttığı bu saldırı metodu yoğun olarak e-posta ile bizlere ulaşıyor. Son haftaların en popüler faciası ise “PTT Posta Hizmetleri” maskesi ile meydana çıktı.

Bu son saldırıda gerçekten başarılı bir çalışma yapan (!) hırsızların, bizim gündelik zaaflarımızı nasıl takip ettiklerini, bizi pek çok firmayı taklit ederek yakalamaya çalıştıklarını görmekteyiz.

Üstelik bizden bilgi çalma aşaması bir sonraki aşamaya, fidye istemeye kadar uzandı!

Kargo, telefon operatörü, internet servis sağlayıcı  gibi dev firmalarımızın adreslerini ve kimliklerini taklit eden saldırganlar Türkiye’de faaliyet göstermeye oldukça kararlı görünüyor.

Gönderilen oltalama (phishing) mesajları ile indirilen dosya neticesinde sistemimizde yer alan ve genellikle bizim için önem taşıyan dosyalar kriptolanarak bu dosyaların kullanımı engelleniyor.

Bir ücret karşılığında da kullanıma açılabileceğine dair mesaj gönderilip, peşin ödeme indirimi (!) de sunuluyor.

Ransomware (fidye) olarak bilinen bu metot maalesef dünya genelinde teknoloji yatırımını kısmen yapan ancak henüz “güvenlik” alışkanlıkları ve altyapı yatırım seviyesi yetersiz ülkeleri özellikle hedef almakta.

Günümüzde artık saldırganlar “hedef” seçerek daha akıllıca ilerliyor

Saldırganların artık daha tertipli ve organize olarak düzenledikleri bu saldırılar karşısında güvenlik camiası bir çok noktada ilk saldırılara önlem almakta yetersiz kalıyor. Çünkü saldırı türleri çeşitleniyor ve değişik coğrafyalara yaygınlaşıyor. Bu tip saldırıların ise ilk görüldüğü andan itibaren tespiti ayrı bir uzmanlık konusu.

Geliştirilen önlemlerin çoğunda insan faktörü dolayısıyla başarı düzeyinin yetersiz olduğu görülüyor. Zincirin en önemli parçası ve zafiyet kaynağı olan insanlar her ne kadar bilinçli olsalar dahi yeni metotlar karşısında yetersiz kalıyor, sorumluluklarını yerine getirmeyi unutuyor, ya da çoğu zaman “dalgınlığına geliyor”.

Herkesin satın alabileceği ve içi rahat şekilde uzmanı olmadıkları bu tehlikeli konuları emanet edebileceği bir çözüm ne kadar güzel olurdu değil mi?

Neyse ki ISR Bilgi Güvenliği bu konudaki çalışmalarını neredeyse tamamlamak üzere. Bu tip saldırıların etkilerini daha ortaya çıktıkları ilk günden bertaraf edecek çözümler geliştirmek üzerine çalışmalarını hızla sonuçlandırıyor..

Furkan SANDAL